29 Haziran 2011 Çarşamba

Her ölüm,erken ölümdür...


Karikatür sanatçısı, mimar ve ressam Güngör Kabakçıoğlu aramızdan ayrılmış... İzmir Büyük Efes Oteli’nin gece kulübü ve bar duvarlarını, Emek Sineması'nın fuayesini, Emekli Sandığı'nın İstanbul'daki Tarabya Restoran ve Plajının dış cephesini süsleyen eserleri de yanılmıyorsam artık yerlerinde değiller... Emek Sineması AVM olmamak için direniyor, Büyük Efes Oteli Swissotel oldu ve Tarabya Oteli restorasyondan geçiyor- bu eserlerin görsellerini bile bulamadım. Cepheleri, iç ve dış mekanları sanat eserleriyle güzelleştirme modası ne yazık ki günümüzde geçerliliğini kaybetmiş durumda... Ne demeli, hayat kısa - sanat sonsuz...



Kaynakwww.karikaturculerdernegi.org 

23 Haziran 2011 Perşembe

A.Sicimoğlu dinliyorum...

Yasemin'in hediye ettiği Ayhan Sicimoğlu Friends&Family albümünü dinliyorum. Tam bir doğu batı sentezi, cd'nin kapak fotoğrafından da açıkça görülüyor. Batı ezgilerinin Latin ritmleriyle, Latin ezgilerinin Türk motifleriyle süslendiği bir aşure - aynı Ayhan Sicimoğlu'nun kendisi gibi; karmaşık ama eğlenceli. Latin müziği ve dansları sevenlere tavsiye ederim, hafif esintili yaz akşamüstlerine yakışan bir albüm.



Favori parçalarım: Zeynep Özbilen'in güzel sesinden Esperare ve Mirkelam+Z.Özbilen yorumuyla bir Yeşilçam melodramına dönüşmüş olan Bir Aşk Hikayesi.

Haftalık,Aylık,Yazlık hedefler

Yarın için meyveli yaz pastası ve haftasonu için çilekli limonata yapmak, eski iş yerinden dostlarla buluşma organizasyonu, Ayşegül'ün hediyesi beyaz keten çantaya iki yıldır bekleyen yaprak baskısını yapmak - belki elim değmişken bir de masa örtüsü çıkarırım aradan... 5 Temmuz'da Elton John konseri, 21 Temmuz'da Kale'nin yaz partisi, Temmuz'un son haftası kuzucukla tatil - iş değiştirirsem tatil hayal olabilir, olsun! Eldekileri bitirip yeni kitaba başlamak, Prison Break'e devam, belki bir akşam ada ya da Asmalımescid kaçamağı, Balbay ve Haberal'ın ve diğer aydınların Silivri'den kurtulması, AKM'nin restorasyonu... (Son iki hedef yalnız benim hedefim oldukça gerçekleşebilir görünmüyor!)



Geçen haftanın sürprizi bir iş görüşmesi ve Kanyon'da bir tur (bence yorucu bir mimari - güzel fikir/yanlış iklim)  Pazar günü babaya sürpriz (Deniz'den babasına), balkonda kahvaltı ve HASAL Talaş Böreği Günü oldu.

15 Haziran 2011 Çarşamba

Prison Break'e başladık...

Dizi bağımlılığımız Lost ile başladı, 24 ile devam etti, araya tavsiye üzerine Flashforward aldık, sonra Alias derken Prison Break'e ulaştık. Yıllar öncesinde keyifle izlediğimiz  Friends ve Sex and the City de unutmamak gerek tabii.

Biz izlemeye başladığımızda Lost çılgınlığı ülkemize yayılmamıştı, konu tam bir sürpriz oldu, final sezonunu ise yeni izleme şansı bulduk. 24'ü hamilelik ve annelik dönemi dizim olarak ayrı bir yere koyuyorum - Başar'ın doğuma gitmemize birkaç saat kala "gel,bir bölüm izleyelim,havan değişsin" repliği beni hep güldürmüştür - izlemedim, anne adayları doğum öncesi havası değişsin istemezzzzler! Deniz doğdu, geceleri tek eğlencemiz onu uyuttuktan, onlarca misafiri evlerine uğurladıktan sonra 24 başına koşmak oldu. Son sezonu henüz izlemiş değilim.Flashforward'da çarpıldım, keşke devamı çekilse de izleyebilsek. Alias'ın ilk bölümü 90'ların romantik komedileri, dövüş sahneleri ise Jackie Chan filmleri tadındaydı, eee bunun izlenecek nesi var diye düşündüm ama dizi 5 bölüm sonra oturdu. Alias için Light 24 - içine duygu katılmış ve zamana yayılmış maceralar dizisi diyebilirim. İlk üç sezondan sonra ara vermek zorunda kaldık. Bir sezon=8 bölüm (!) Entourage beni pek açmadı. Bu nedenle Prison Break'e hızlı bir geçiş yaptık.

Başlamadan önce cezaevinde geçen ve içinde çoğunlukla  erkek mahkumların olduğu bir dizi ne kadar güzel olabilir ki gibi bir önyargım vardı. Pilot bölümle birlikte bu kaygı uçup gitti, merakla izliyorum. Dizi ilerledikçe (hala izlemeyen kaldıysa) önerip önermeyeceğime karar vereceğim.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Solo'yu dinliyorum...


Bu ara akşamları çizim yaparken Hüsnü Arkan'dan Solo'yu dinliyorum. Hüsnü Arkan'ı Ezginin Günlüğü'nün "marka" sesi olarak tanımıştım. Gruptan ayrılıp tüm besteleri kendisine ait olan bir albüm çıkarmış, güzel de olmuş. Beni en çok etkileyen parçalar "İhtiyarlık" - Orhan Veli'nin bir şiirinden bestelemiş, "Sol Yanım" - sözler Can Yücel, bir de Birsen Tezer ile vokal yaptığı "Hoş Geldin". Her dinlediğimde daha çok seviyorum albümü...

Değişim şart...

Bu haftaki hedef elimde aylardır sürünen projeyi teslim edip kurtulmak olsun, henüz daha eğlenceli başka bir hedef bulamadım. Sonrasında belki de aylardır süren sıkıntıları aşmak için yeni iş arayışlarına girmek olabilir, bunun için özgeçmişin güncellenmesi, bir de başvurularda ısrarla istenen dijital portfolyonun hazırlanması/tamamlanması olabilir.

Değişim şart!

1 Haziran 2011 Çarşamba

Hayat nedir?

Hayat; her gün uyanmaya değer yeni birşeyler bulabilmek için önüne günlük/ haftalık/ yıllık küçük hedefler koymaktır. Benim bu haftaki hedefim yarın yapacağımız sahil pikniği...